18 Ocak 2015 Pazar

Bu Tarz Benim'e Bir Eleştiri De Benden!



Bazılar başarıyı zenginlik ya da ünlü olmakla karıştırıyor. Bu 3 kavram birbirinden aslında o kadar ayrışıyor ki; Başarılı olan herkes ünlü müdür? Ünlü olan herkes zengin midir? Zengin olan herkes başarılı mıdır?

Geçtiğimiz aylar içerisinde 'Bu tarz benim' diye bir yarışma izlediniz. Eğrisiyle doğrusuyla 'moda' anlamında bir şey katmadığını, jürinin 'Aman ağlamasın yıldız vereyim de üzülmesin' diyerek başarılı ilan ettiği kişilere tanıklık ettiniz. Elbiselerin altına stiletto giyildiğinde şık olunduğunu, eğer ağzınız iyi laf yapıyorsa ve iyi bir tasarımcıyla çalışıyorsanız şık ilan edilebileceğinizi gördünüz.. Hatta bunun yalnızca parayla ilgili olduğu gerçeğini de gizleyen insanları gördünüz o yarışmada. Sonra haftada bir yapılan 'ikon canlandırma' bölümünde dans ettikleri, iyi makyaj ve saç yaptırdıkları ve iyi birer tasarımcıyla çalıştıkları için başarılı ilan edildiklerini gördünüz.. İnsan haliyle düşünüyor tabii bu bir dans yarışması mı, bu bir saç yarışması mı (Sahnede kuru kesim saç kesmekte neyin nesiydi öyle?) en iyi tasarımcıyla kim çalışacak en çok parayı kim verip en güzel kıyafeti satın alacak yarışması mıydı yoksa?

Bütün bunlar olurken yarışma bu şekliyle bile yeterince tuhaf bulunurken, sıf yarışmacıların kavgalarını izleyebilmek adına reyting yapmaya başladı. E haliyle insanlar merak ediyordu. Kim kime laf söyleyecek, kim kimi rencide edecek, kimin annesi hasta, kimin saçı nasıl vs. Tabi şunu da eklemekte fayda var: Yarışmacılar saçlarını makyajlarını dahi kendileri yapmıyorlardı. Yine de takdiri ve teşekkürü alan yarışmacılar oluyordu. Bir güne bir gün X'in saçını yapan Y kuaför ve Z tasarımcıya teşekkür ederiz. P makyöze, U stilist's sevgiler veyahutta C'nin gögüslerine silikon yapıp, kıyafetlerin daha düzgün durmasını sağlayan sevgili T hastanesine büyük teşekkürler diye bir cümleyle karşılaşmadınız.

Tek teşekkür Sayın Uğurkan Erez'e geldi. Kareografı için defalarca teşekkür aldı. Çünkü görünürde arka plana destek veren tek ünlü oydu.



Sonrada kendi halinde bir finalle kazananları taçlandırdılar. Aycan-Nurcan Şencan.. Türkiye'nin en tarz kadınları.. Ya da en iyi tasarımcıyla çalışan, en çok paraya sahip olan, çevresi geniş olan bu sayede daha çok oy toplayan, en etliye sütlüye karışmayan, en çok stiletto giyen, saçlarıyla en çok uğraşılan, makyajları güzel yapılan kadınları mı demeliyiz? Keza ben burada kazanılmış bir başarı görmüyorum.

Ne dedik: Başarılı olmak.. Başarılı olmak ünlü olmakla karıştırılıyor. Bu insanlar görece ünlü oldular. Başarılı olup olamadıklarına siz karar verin. Ancak ünlü olma yolunda her şey mübah değildir. Reklamın iyisi kötüsü olmaz mantığı da doğru değildir. Bu inanışlar artık çok eskide kaldı.

Zengin olmanın da başarıyla ya da ünlü olmakla bir ilgisi yoktur. Çünkü gerçekten zengin olan insanlar paralarıyla insanların yanında büyüklük taslamazlar. Onun yerine bir çoğu insanlardan uzak, gözden ırak yerlerde seyahat eder, insan içine karışmayı istemezler. Sadece yaptıkları işlerle gündeme gelmeyi tercih ederler.

Öte yandan bir çok başarılı kişi ünlü de değildir. Gerçek başarılara bakmak istiyorsanız Instagram'da 100 bin kişinin üstünde takipçisi olan vücudunun her bölgesini sergilemekten kaçınmayan 'estetik harikası' kişileri ele almaktan kaçının. Üniversitelere bakın. İnsanlar için bir şeyler yapamaya çalışan bilim adamlarına bakın. Çocuklarına bakabilmek için gece gündüz demeden yük taşıyan hamal amcalara bakın. Geçtiğimiz günlerde çocuğunun kalbi delik olduğu için sosyal medyada bir farkındalık kampanyası başlatarak, çocuğunun kalbini yurt dışında ameliyata sokabilmek adına 500 bin tl'nin üzerinde para toplayarak herkesi göz yaşına boğan harika anneye bakın. Anneniz babanıza sizi bu yaşınıza getiren değerli insanlara bakın.

Ünlü olmak bir seçimdir. Ünlü olmakta olmamak kadar normaldir. Sosyal medya fenomenlerini düşünün. Belki sosyal medyayı takip etmeyenler tarafından tanınmıyorlar. Ancak hepsi ünlü. Bir yanda da 'Bu Tarz Benim' var.. Belki bir çoğumuz onları yakın bir süre sonra hatırlamayacağız bile ama...

Her şeye rağmen güzel gösteriydi. Tebrikler.



Eda Demirden

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder