Merak etmek, daha fazla araştırmayı, araştırmak da daha fazla bilgi sahibi olmayı beraberinde getirir. Bilgi başarıyı doğurur. Zeka da bu bağlamda doğrudan doğruya merakla alakalı diyebiliriz. Merak olmadığı yerde daha fazla bilgiye sahip olmak zordur. Merak etmek ve araştırmak istemediğimiz zamanda hayatla olan bağımızın zayıfladığını hissetmemiz olasıdır.
Carnegie Mellon Üniversitesi’nden Prof. George Loewenstein, bir grup üniversite öğrencisine sorular sorar ve bu soruların yanıtlarını kendisi verir. İkinci gruba da aynı soruları sorar ama yanıtları vermeden önce öğrencilerden yanıtları tahmin etmelerini ister. Bu sırada öğrencilerin beyin faaliyetlerini (fMRI teknolojisiyle) inceler. Birinci gruptakiler soruların yanıtlarını hemen öğrendikleri için, beyinlerinde herhangi bir hareketlilik oluşmaz ve konuya ilgilerini kaybederler. İkinci gruptakilerin beyninde ise büyük bir hareketlilik oluşur. Zihinleri, soruyla yanıt arasındaki boşluğu doldurmak için çaba gösterir. Bu öğrenciler, aynı zamanda, yaptıklarından çok keyif alırlar. Merak insana enerji ve keyif verir.
Meraklı insan daha fazlasını öğrenmeye ihtiyaç duyar. Meraklı birini ikna etmek zordur. Hep daha fazlasını öğrenmek istemek, daha fazla araştırmak istemek o konuda profesyonelleşmeye götürür. İnsanlık tarihindeki bütün keşifler de bu merak sonucunda ortaya çıkmıştır. Yıldızların ne kadar uzakta olduğunu merak etmek,, gece ve gündüzün arasındaki zaman farkını merak etmek gibi bulgular uzay ve evren hakkında daha fazla bilgi edinmemizi sağlamıştır. Bilim meraktır. Albert Einstein kendinden bahsederken “Hiçbir özel yeteneğim yok; yalnızca merak tutkusu olan bir insanım.” demiştir.
Çocuklarımızın merakına da ortak olmalıyız. Merak dolu gözleriyle etrafı incelerken onlara bilgiler vermeli ve onları daha fazlasını araştırmaya teşfik etmeliyiz. Başarılı çocukları yetiştirmek için merak olmazsa olmazdır. Eğer meraklarına ortak olmaz ve sorularını cevaplamazsanız bir süre sonra soru sormamaya başlayacaklardır. Unutmamalıyız ki, çocuklar o ailede ne görürse onu taklit ederler. Onları yargılamadan dinlemeli, düşüncelerini öğrenmeli ve meraklarını tatmin etmeleri için onlara yardımcı olmalıyız.
Başarılı CEO’lar, sanıldığının aksine, her şeyi bilen insanlar değillerdir. Onlar hiçbir şeyi olduğu gibi kabul etmeyen, tıpkı bir çocuğun öğrenme merakıyla sorular soran; her şeyin neden ve nasıl olduğunu sorgulayan insanlardır. Eğer iyi bir kariyer planı düşlüyorsak etrafımızda gördüğümüz şeyleri merak etmemiz şarttır. İşyerinde hangi pozisyonda çalışırsak çalışalım diğer süreçler hakkında da bilgi sahibi olmak bizi ilerletecek ve profesyonel olmamızı sağlayacaktır. (Üretimde çalışan birinin ulaşım süreci hakkında bilgi sahibi olması gibi. Ya da satıcının üretimi bilmesi gibi. vs)
Merak dğrtğsğ olmayan, etrafını görmezden gelen, ilerlemeyi reddeden şirketler başarılı olamazlar. Hele ki günümüz dünyasında başarı, herkesten çok daha fazla meraklı olmayı gerektirir. Her zaman süreci iyileştirmek adına yeni projeler geliştirilebilir, her zaman yeni müşteriler bulunabilir ve her zaman üretimde gelişime gidilebilir. Bütün bunlar meraktan doğar, araştırmayla ışıldar ve çalışmayla görünür hale gelir.