English French German Spain Italian Dutch Russian Portuguese Japanese Korean Arabic Chinese Simplified


7 Aralık 2016 Çarşamba

YOLO Dünyası için Geri Sayım Başladı!

haydar-colakoglu-yolo-uygulama
Ulaşımda En Pratik Yol O!  sloganı ile yola çıkan ve Uber’in karşılaştığı en güçlü rakip olan girişim YOLO için geri sayım başladı. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yoğun ilgi gören şehir içi, konfor ve kaliteyi birleştiren yolculuklar sağlayan platformlara bir yenisi daha ekleniyor. Kısa süre içinde hayatımızda farklı bir yer edinmeyi hedefleyen girişimin adı YOLO.
YOLO, şehir içinde lüks segment araçlar ile şehir içi VIP taşımacılık hizmeti veren ve sektöre çok iddialı girerek diğer rakiplerine nazaran çok farklı iş modeli ve kazanç vaat eden bir mobil uygulama. Dünyada Uber modeli olarak bilinen mobil uygulamanın Türkiye versiyonu olarak planlanmış olan YOLO, uzun süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya çıkmış.
YOLO’yu dünyadaki benzerlerinden farklı kılan en önemli özellik TR’de hukuksal altyapısının sağlamlığı ve farklı kazanç modelleri. YOLO, hem kullanıcılara, hem de iş ortaklarına sağladığı yeni nesil bir iş modeli ile kısa sürede yola çıkıyor.
haydar-colakoglu
YOLO, TEB Holding ve Çolakoğlu Grup Yönetim Kurulu Üyesi Haydar ÇOLAKOĞLU başkanlığındaki güçlü yatırımcı ve yönetim kadrosu ile de dikkat çekiyor. Yönetim kademesindeki 12 kişilik tecrübeli ekibin, 1 yıl süren çalışmaları sonucu ortaya çıkardıkları YOLO, şehir hayatına yeni bir soluk getirmeyi planlıyor.
haydar-colakoglu-gorsel
haydar-colakoglu-teb
Ulaşımdaki zorlukları keyif ve konfor ile çok uygun koşullarda sunmayı hedefleyen ekip adına konuşan YOLO Yönetim Kurulu Başkanı Haydar ÇOLAKOĞLU şunları söyledi;
“Günümüzde temel ihtiyaçlarımızdan biri olan şehir içi konforlu seyahatin hızlı, güvenli ve ucuz olarak sağlanabilmesi başlangıç noktamızdı. Bununla birlikte, kayıt dışı kalan birçok seyahatin kayıt altına alınarak vergilendirilmesi, sektörde hukuksal altyapının sağlamlaştırılması yeni düzende yeni normallere alışan bizler için çok önemli. İşlerimize teknolojiyi en verimli şekilde entegre etmek hem kullanıcılarımıza hem de iş ortaklarımıza yüksek kazanç sağlayacaktır.
YOLO yüzde yüz yerli yapım bir uygulamadır. Amaçlarımızdan biriside bu iş modelini hızlı bir şekilde ülke dışında da kullanılan bir marka yapmaktır. YOLO’nun temel felsefesi bundan ibarettir.
Kendi kurucularımızın sağladıkları desteklerin yanında, henüz başlangıç aşamasında iken Los Angeles merkezli bir yatırım şirketinden 16 milyon dolar değerleme ile bir kısım yatırım aldık. Kendileri ile yaptığımız çalışmalar sonucunda da “you only live once” baş harflerinden oluşan YOLO isminde karar kıldık. Bunun yanısıra Los Angeles, San Francisco, Londra ve Zürih merkezli yatırımcı grupları ile de görüşmelerimiz devam etmekte. Bu güç birliği platformu ile hem UBER gibi bir dünya devine rakip olacak, hem de Türkiye’den bir dünya markası çıkartabilmek için çalışacağız.
haydar-colakoglu-yolo-turkiye
Başlangıç gününde 300’ün üzerinde araç ile hizmet verecek olan YOLO ile kullanıcılar, tek tuş ile araç çağırabilecek, ulaşım ücretlerini kredi kartları ile ödeyebilecekler. Araçta unuttukları herhangi bir eşyanın güvende olduğunu bilecekler. Yıl sonu hedefimizde 1000’i aşkın araçla hizmet vermek var.
Bu uygulamaların yanısıra yolcularımızı çok özel kampanyalardan da faydalandıracağız. Farklılıklarımız, ilk günden bu ayrıcalıklar ile görülecek. Kasim ayında acilacak beta surumu ile İstanbul`un bazi seckin mekanlarinda yapilacak test surusleri ile hizmete baslayacak olan uygulama üzerinden özellikle tanıtım günlerimizde kayıt yaptıran yolcularımıza 15 Aralık - 4 Ocak tarihleri arasında ücretsiz ulaşım hakları, çeşitli promosyonlar sağlayacağız. Açılışa özel bu kampanya gibi birçok büyük kurumdan da kampanya desteği alan YOLO ile yolculuklarınızın standartları değişecek. YOLO’yu hepinize tavsiye ediyorum. YOLO dünyasına hoş geldiniz.”
GooglePlay ve AppStore dan indireceğiniz uygulama sayesinde YOLO dünyasında siz de yerinizi alın. Detaylı bilgi ve iletişim için www.yolo.com.tr adresinden YOLO’ ya ulaşabilir @yolo_turkiye Instagram adresinden de takip edebilirsiniz.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

28 Kasım 2016 Pazartesi

Arçelik Geri Dönüşümü Sanat ile Buluşturuyor!

“Dünyaya Saygılı, Dünyada Saygın” vizyonuna sahip Arçelik geri dönüşüm  konusunda farkındalık sağlamak amacıyla geçtiğimiz günlerde çok özel bir sergiyi hayata geçirdi ve geri dönüşümü sanat ile buluşturdu. Bu sergi ile Arçelik’in geri dönüşüm tesislerinden elde edilen malzemeler Türkiye’nin önde gelen sanatçıları ve tasarımcıları tarafından fonksiyonel sanat eserlerine dönüştürüldü.  Arçelik, bu proje ile geri dönüşüm konusunda farkındalık sağlarken, aynı zamanda tasarım konusundaki uzmanlığına da dikkat çekmiş oldu.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

23 Ağustos 2016 Salı

Dijital Pazarlama Karması Nedir?

1964 yılında ortaya attığı, dönemin şartlarında ve günümüzde de sıkça söz ettiğimiz Pazarlamada 4P kavramı McCarthy’i büyük bir üne kavuştursa da; dijitalleşme ile birlikte günümüz şartları pazarlamanın 4P olan karmasının evrimleşmesine sebep oldu. Price (fiyat), Product (ürün), Promotion (tutundurma) ve Place (dağıtım) dörtlüsü eskiden pazarlama karmasını oluşturmada geyet yeterli bir potansiyele sahipken, işletmeler açısından benimsenebilir ve risk alınabilir bir olgu halini almaktaydı. Tabi ki bu durum değişen koşullara göre düşünülmemiş, özellikle teknoloji, internet, sosyal medya ve en önemlisi tüketicinin değişen rolü önemsenmeden hazırlanmıştı. McCarthy’nin “Pazarlamanın 4P’si” olarak bilinen anlayışının, modern ve post-modern pazarlamaya ayak uyduramaması üzerine,Booms ve Bitner 1981 yılında 7P olarak adlandırılan yeni pazarlama karmasını ortaya attı.

  1. Product – Ürün
  1. Price – Fiyat
  1. Place – Dağıtım (yer)
  1. Promotion – Tutundurma
  1. People – İnsan
  1. Physical Evidance – Fiziksel olanaklar
  1. Process – Süreç
Ürün (Product)
Aslında bildiğimiz pazarlama karması olduğu yerde durmaktaydı, yapılan yalnızca 4P’nin üzerinde günümüz şartlarına uygun bir şekilde 3P daha eklemek oldu. Çünkü pazarlamanın 7P’si Ürün, Fiyat, Tutundurma ve Dağıtımım üzerine; insan (people), süreç (process) ve fiziksel kanıt (physical evidence) değişkenlerinin eklenmesini zorunlu kılmıştı. Pazarlamanın birçok değişkenle daha karmaşık bir yapıya bürünmesi, o ana kadar adını hiç duymadığınız yep yeni pazarlama türlerinin geliştirilmesinden kaynaklı, zorunlu bir düzenleme olduğu ap açık ortadaydı. Çünkü teknoloji gelişerek dijitalleşmeyi, sosyal medyayı, e-ticaret gibi yeni mecraları getirmiş; aynı zamanda tüketici, tüketici olma boyutundan bir adım ileri giderek üretici, daha doğrusu türetici rolünü üstlenmişti. Bunu bilen pazarlama uzmanları gerekli adımı atmış ve pazarlama karmasını yeniden düzenleme gayretine girişmişti. İşte 4P’den 7P’ye geçişimiz bu sayede oldu. Bence 4P zaten yetersizdi ve aslına bakarsanız 7P’ye geçilmesi büyük bir zorunluluktu. İstersenizPazarlamanın 7P’sini yeniden sıralayarak dijital pazarlama boyutunda hepsini teker teker inceleyelim.
Tüketici ve üretici nezdinde değer taşıyan, bir gereksinim ya da isteği tatmin etme özelliğine sahip olan hemen hemen herşey ürün olarak isimlendirilirken; ürünün illa ki gözle görülür, elle tutulur nesnel bir varlık olmasına da gerek yoktur. Ürün gözle görülmeyen, elle tutulmayan; bir hizmet ya da bir düşünceyi de ifade edebilmektedir. Klasik pazarlama anlayışında, üretilen her ürünün satılabileceği anlayışı malesef günümüz şartlarında geçerliliğini korumamaktadır. Üretimi güçlendiren ve üretime yön veren tüketici olgusunun varolduğunu unutamak gereklidir. Özellikle teknolojk gelişmeler ve internet sayesinde üretici ile tüketici arasındaki bağ daha da kuvvetlenmiş ve bu çerçevede üretim aşamasında tüketicinin aktif rol oynadığı yeni pazarlama anlayışının varlığından söz edebiliriz.
Birçok işletme ve üretici ürün tasarım aşamasında tüketici görüş ve önerilerinden yola çıkarak, onların nelere istediğini tam olarak kestirebilme yoluna gitmektedir. Bu sayede üretilen ürün çoğu zaman kusursuz ve marka açısından, tüketiciyi onure ettiği için tercih edilme katsayısı yüksek olmaktadır. Elbetteki tüm bunların yanı sıra, üretim aşamasında tüketiciyle doğrudan ilişkide olduğu için, ortaya çıkan ürünün marka bilinirliği de yüksek değerlerde olmaktadır.
Dijital pazarlama ile birlikte klasik pazarlama anlayışının ürün tanımlaması bazı nedenlerden dolayı farklılık gösteremektedir. Bunun en önemli sebebi olarak dijital mecralarda tüketiciye sunulan ürün ve hizmetler ile klasik mecralardakilerin farklı oluşunu gösterebiliriz. Çünkü dijital mecralarda, ürünün ya da hizmetin farklılaştırma potansiyelinin yüksek olması onun daha çok tercih edilmesini sağlayacaktır. Örneğin ekmek ve yumurta farklılaştırma potansiyeli düşük ürünlerdir. Yani ekmek ve yumurtayı dijital platformların dışında daha kolay yöntemlerle satın alabiliriz. Aynı zamanda ekmek ve yumurta fiyat / özellik bakımından da hemen hemen her yerde benzerlik taşıyacaktır. Oysa ki dijital mecralarda farklılaştırma potansiyeli yüksek olan ürünler genellikle arz edilmektedir. Örneğin elektronik ürünler, otomobil v.b. gibi ürünler farklılaştırma potansiyeli ve fiyat / özellik değişken alterbatiflerinin bollaştığı ürünler olduğundan dijital mecralarda genellikle tercih edilebilir olmaktadırlar. Bu nedenle klasik pazarlama anlayışındaki tüm ürünleri kapsayan görüş, dijital pazarlama kapsamında bir takım sınırlarla kısıtlanabilmektedir. Böylece ürün bağlamında bazı sınırlandırmalar getirmek yanlış olmayacaktır.
Fiyat (Price)
Pazarlama karması içerisinde en büyük öneme sahip bileşenlerden birisi olan Fiyat, dijitalleşme ile birlikte bu önemini ikiye katlamıştır. Çünkü internet ile birlikte tüketiciler, fiyat değişkenine karşı daha duyarlı bir hale gelmişlerdir. Eskiden; aynı ürün gruplarında yüksek fiyat ve düşük fiyatlılar çok fazla ayırt edilemezken, internet ile birlikte fiyat unsuru daha kolay öğrenilebilir ve karşılaştırılma yapılabilir hale gelmiştir. Ürün noktasında olduğu gibi, fiyat noktasında da son dokunuşu yine tüketilerin yaptığı görülmüştür. Dolayısıyla bilgi edinme konusunda doyumsuzlaşan tüketiciler, dijital kanallar üzerinde fiyata yönelik fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye başlamışlardır.
Klasik ticaretin aksine, çok farklı alternatiflerle ödeme seçenekleri, peşin ödemede yapılan indirimler, ödemede güvenlik gibi unsurlar nedeniyle tüketici kitleleri yavaş da olsa dijital mecralara doğru kaymaya başlamıştır. İnternette son yıllarda yaygınlaşan sanal para kullanımını da devreye sokarsak fiyatın yeni pazarlama karmasında ne denli önem arzettiğini söyleyebilmemiz mümkün olabilmektedir.
Dağıtım (Place)
Pazar şartlarının değişmesi, mecraların dijitale doğru transfer olmaları, dağıtım değişkeni üzerindeki tüketici faktörünü önemsememiz gerektiğini bizlere öğretmiştir. Eskiden çarşı – pazar dolaşarak alışveriş yapıp kendi ürünün kendisi taşıyan tüketici büyük ölçüde azalmış, teslimat ve ulaştırma işleminin üretici ya da aracı kuruluş tarafından yapıldığı bir ticaret modeline doğru geçilmeye başlanmıştır. Aynı zamanda tüketici, internet aracılığıyla birçok hizmet ve düşünceyi sıkıntısızca satın alabilmekte, örneğin internet üzerinden sertifika programlarına katılabilmekte, bankacılık işlemlerini birkaç tıklama ile halledebilmektedir. Aynı zamanda fiziksel dağıtım açısından, tüketicinin satın aldığı ürünün ne zaman ve hangi şartlarla teslim edilmesi gerektiği gibi konuları kendisinin seçebileceği, bu hususta bile tüketiciye muazzam bir yetki devri gerçekleştirilen dijital pazarlama mecralarının varlığından söz etmemiz yanlış olmaz.
Ürün ve hizmetler zaman ve mekan sınırlaması olmadan tüketiciye rahatlıkla ulaşabilmektedir. E-Ticaret ile birlikte web siteleri üzerinden satış, tahsilat ve dağıtım mekanizmaları kontrol edilebilmekte; tüketici bu değişkende de etkili bir rol oynamaktadır.
Tutundurma (Promotion)
Diğer pazarlama karması bileşenlerinde olduğu gibi tutundurma bileşeninde de büyük ölçüde değişim yaşandığı ap açık ortadadır. Dijitalleşme ile birlikte tutundurma faliyetlerinde bulunabilmek için hedef kitleyi en iyi şekilde tespit etmemiz gerekmektedir. Tüketicinin ikna edilmesi, marka bilirnirliğinin yapılması,reklam faaliyetleri, kişisel satış, halkla ilişkiler, satış geliştirme teknikleri internet ile birlikte top yekün değişmiştir.
Kişisel satış aşısından baktığımızda; intermet ile birlikte kişisel satış faaliyetleri kişiye yönelik bir hal almıştır. Çoğu işletme web siteleri aracılığıyla tüketiciyle iletişim kurarken, ürün ya da hizmet ile ilgili ikna edici bilgileri bu mecralarda yayınlayabilmekte ve tüketiciyi bilgilendirmektedir.
Reklam açısından baktığımızda; geleneksel reklamcılığının yerini dijital reklamcılık almış, internet üzerinden reklamcılık dünyanın en çok artış gösteren reklam faaliyet alanı haline gelmiş ve sosyal medya ile bilirlikte önemini giderek arttırmıştır.
Geleneksel medya kanalları ve dolayısıyla TV reklamlarının birçok avantajı olmasına karşın, günümüzde TV reklamlarında ve basılı reklamlarda internet sitelerine, fan sayfalarına doğru bir yönlendirme olduğunu söyleyebiliriz. Hatta sosyal medya ile birlikte reklam olgusu öyle büyük bir evrim geçirmiştir ki, tüketici açısından “beğeni” hiyerarşisi referansların en etkilisi olmuştur.
Dijital pazarlama ile birlikte TV, Radyo, Basılı Yayın, Billboard reklamcılıklarının yanı sıra Display (Banner) reklamları, E-Mail reklamları, Arama Motoru Reklamları, Dijital Video Reklamları, Mobil Reklamlar, Gopher üzeri reklamları gibi yeni reklam mecraları ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla tutundurma çabaları da, dijital pazarlama ile birlikte değişmiş ve bu değişimin arka planında teknoloji ve tüketicinin parmağının olduğu aşikardır.
Halkla ilişkiler penceresinden incelediğimizde ise; tutundurma işlevi dijitalleşme ile birlikte daha karmaşık bir hala gelmiştir. Hedef kitleyi tespit etmek, bu kitlelere doğru mesajın iletilmesi gibi konular dijital platformlarda daha değişik metotlar aracılığıyla yapılır hale gelmiştir. Geleneksel yöntemlerle yapılan basın bültenleri, posta veya faks ile bilgilendirmeler; internetin gelişi ile halkla ilişkiler bağlamında modernleşmeye başlamıştır.
Yukarıda sıraladığımız geleneksel pazarlama karmasının üzerine 3 değişken daha eklenerek liste 4P’den 7P’ye zorunlu olarak genişlemiştir.
Kitle – İnsan (People)
Değişen pazarlama anlayışı ile birlikte insan, dolayısıyla tüketici üretimden önce, üretim esnasında ve üretimden sonra; işletmenin ürün ve pazarlama çalışmalarına doğrudan müdehale edebilmektedir. Bu haliyle insanın, tüketici kisfesini üzerinden atıp türetici (yapıcı – onarıcı – geliştirici) rolünü benimsediğini söylemek yanlış olmayacaktır. İşletmeler açısından hem çalışanlar hem de türetici özellikleriyle müşteriler ürün ya da hizmetlerin geliştirilmesine katkı sağlamaktadır.
Öyleyse işletmeler, markalar, pazarlama uzmanları; büyük yarışta ayakta kalabilmek için kendilerini sürekli olarak güncelleme mecburiyetindedir. Çünkü artık tüketici hayatın her alanında vardır ve önemsenme ihtiyacı hissetmektedir. Öyleyse kitle – insan (people) değişkeninide mutlaka pazarlama karmasına eklemek zaruriyetini önemsemeliyiz.
Süreç (Process)
Dijital pazarlama ile birlikte, aslında eskiden de varolan süreç daha da önem kazanmaya başlamıştır. Tüketiciler açısından en etkili ve hedef kitleyi etkileyebilecek içerikler oluşturulmasından başlayarak, sıkça sorulan sorular (SSS) hazırlayarak, onların aklındaki soru işaretlerini yok etmek, sorularını yanıtlamak süreç üzerinde yapılan birkaç düzenleme olarak görünse de; eski süreci revize etme yolunda atılan önemli adımlardır. Üretimi kimin için? neden? nasıl yapacağız? soruları ile başlayan süreç, üretim, pazarlama, satış, teslimat, satış sonrası destek ve en önemlisi müşteri memnuniyeti yaratma zorunluluğu ile devam etmektedir. Buradan hareketle dijital pazarlama karmasında yapılan her türlü plan ve uygulama, birbiriyle bağlantılı bir süreçten geçerek sürdürülmektedir. O nedenle süreç, yeni pazarlama karmasının olmassa olmazlarındandır.
Fiziksel Kanıt (Physical Evidence)
Geleneksel pazarlamada fiziksel kanıt; işletmenin üretim yeri, satış yeri ve bayileri gibi somut yerleri ifade ederken, dijital pazarlama ile birlikte mağaza atmosferinin karşılığı kurumsal web siteleri olarak belirlenmiştir. Kısıtlı olan mağaza düzeninden çok daha fazlasını tüketicilere sunan web siteleri, onlara 24 saat kesintisiz ulaşabilmek, indirim kuponları, satın alma aşaması, ödeme, ürünün teslimat aşaması dijital pazarlamada fiziksel kanıt olarak kabul edilmektedir. Dijital reklam çalışmaları, içerikler, ürün kullanım ve özellik videoları bu bağlamda fiziksel kanıtın bir diğer örneğini teşkil etmektedir.
Görüldüğü gibi dijital pazarlama karması ile 4P’den 7P’ye uzanan uzun serüven artık daha büyük bir öneme sahiptir. Pazarlama karmasındaki bu değişim, pazarlamayı daha doğru anlayabilmek için zorunluluktur. SEO pazarlamaiçerik pazarlamablog pazarlamasosyal medya pazarlama v.b. gibi alt dalları da bünyesinde barındıran dijital pazarlama; 21. yüzyıl pazarlamacılığına sorgulayıcı ve onu güçlendirici bir bakış açısı getirmiştir.
Bir önceki yazımız olan Mümkün Olduğu Kadar Çabuk Markalaşın başlıklı makalemizde markalaşma, markalaşma süreci ve markalaşma sürecinde dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgiler verilmektedir.
Kaynak: http://ergezer.net/dijital-pazarlama-karmasi-ne-alemde.html


16 Ağustos 2016 Salı

Ürün Yada Hizmetlere Adını Veren Markalar

Ticari birmarka için belirlenen adın, başarılı bir başlangıcın ardından piyasadaki benzer ürünlerle de anılması durumu jenerik marka olarak tanımlanmakta olup aynı zamanda marka bilinirliği açısından da başarının en ideal hali olarak nitelendirilmektedir. Günlük hayatımızda hemen hemen hepimiz için ilkler veunutulmaz markalar mutlaka vardır. Bir marka olarak piyasaya sunulan hizmet ya da ürünlerden bazıları içimize o denli işler ki, o markayı benzer ürünlerin hepsinde kullanma ihtiyacı hissederiz. Bu durum ilk önceleri yokluktan ya da rekabet eksikliğinden kaynaklanmış, bu arada piyasada kendine iyi bir yer edinmiş markalarda sıkça karşımıza çıkar. Bu markalara ilerleyen dönemlerde gelen rakipler de aslında bilinen markanın imajından faydalanarak piyasada tutunma gayreti içerisindedir.

Selpak: 
Aslında ülkemizde ilk olarak Eczacıbaşı tarafından piyasaya sürülen kağıt mendilin markasıydı. Zaman içerisinde rekabetin azlığıyla bu marka adı ağızdan ağıza dolaşarak bilinirlik kazandı ve bundan sonra üretilen farklı markalardaki kağıt mendillerde de aynı deyiş kullanılmaya devam edildi. Markete girip selpak var mı? diye sorduğumuzda muhtemelen faklı markaları satın alıp çıkmışızdır.

Orkid: Benzer ürün gruplarında da aynı isim sürekli kullanılıp gelmiştir. Benzer kategorideki tüm ped ürünleri genellikle Orkid olarak bilinir. Örnek vermek gerekirse dünyanın hemen hemen her bölgesinde satılan Blue Jean pantolonların genel ismi Jean olarak kalmıştır. Ülkemizde de Blue Jean markası olan Kot, belirli bir zaman sonra kot pantolon olarak isim yapmaya başlamış ve hafızalarımızda yer edinmiştir. Gilette (Jilet), Walkman, Chicklett (Ciklet), Champagne (şampanya), Frisbee (Frizbi), Hula Hoop, Zippo gibi marka olarak isimlendirilmiş ürünlerin, muadilleri içinde aynı ismin kullanılmasının sebebi de budur.
Jenerik marka ismi de bu bağlamda rekabetin az olduğu ya da hiç olmadığı dönemlerde piyasaya giren, tüketicinin ilk defa karşılaştığı ve üreticinin o dönemlerde piyasaya hakim olduğu ürün ve hizmetlerden oluşmaktadır. Ülkemizde ve dünyada halen daha geçerliliğini koruyan jenerik marka durumlarına verilebilecek somut örnekleri sizler için derledim.
Pimapen: En sevdiğim klasikler arasındadır. Bu isim geçerliliğini hala daha korumaktadır. Öyle ki plastik pencere markası olan Pimapen’in bugün onlarca farklı rakibi olmasına karşın hepsine pimapen olarak hitap ederiz. Pimapen tüketici için bazen markanın gerçeği, bazen de Fırat Pen, Winhouse, Akfa, Pakpen, Winsa, Egepen gibi rakip markalar için kullanılmaktadır.
Chiclets: Aslında üretilmiş bir sakız markası olan Chiclets, zamanla tüm sakız markalarına verilen bir isim olarak anılmaya başlanmıştır. Marketten ciklet aldım 🙂
Atari: Bu ismi bilmeyen neredeyse yoktur. 80’lerin ve 90’ların çocuklarında olmazsa olmaz eğlence aracı haline gelen Atari, aslında bir marka olmasına karşın benzer kategorideki markalarada verilen isim halini almıştır.

Sarelle: Nutella, Çokokrem gibi rakiplerine karşı her zaman marka bilinirliği daha yüksek olan bir ürün olarak karşımıza çıkmıştır. Sarelle bulamadığımız dönemlerde bile Sarelle yerine Çokokrem, Nutella gibi ürünlerden bahsederken bu ismi kullanmışızdır.
Kot: Fabrikası İzmir’de bulunan Blue Jean markası olan Kot, kısa sürede Blue Jean adı yerine Kot Pantolon olarak hayatımıza girmiş ve günümüzde de geçerliliğini korumaya devam etmiştir. Tüm Blue Jean’ler bize göre Kot’tur.
Oralet: Yüzlerce farklı isimde rakibe sahip olmasına karşın, Eczacıbaşı tarafından ilk kez piyasaya sürülen limon, mandalina aromalı toz içecektir. Kahvehanelerde artık bu markadan farklıları kullanılmasına karşın genel adı hala daha Oralet’tir.
Sana: Yılların margarini Sana yağları. Günümüzde aynı kategorideki margarinlerin genel ismi olarak bilinir. Marketten Sana yağı alıp gelecek olan anneniz, Sana yağı yerine Bizim yağ yada Luna alabilir.
Cif: Unilever şirketi tarafından piyasaya sunulan Cif adlı temizleme ürünü, zaman içerisinde benzer ürünler için de kullanılmış; hatta “ciflemek” gibi bir işlevi dilimize kazandırmıştır.
Vileda: Aynı Cif gibi bir marka olan Vileda; temizleme kovası ve saplı sümger temizleyiciden oluşur. Piyasada yüzlerce rakibi olmasına karşın hepside aslında Vileda olarak isimlendirilir. Tıpkı Ciflemek gibi “viledalamak” fiilini de dilimize kazandırmıştır.
Bankamatik: Hep ürünlerden bahsettik ama bazen hizmet markaları da benzer hizmetler için sıklıkla kullanılır. İş Bankası tarafından Bankamatik adıyla hizmete sunulan ATM’ler. Zamanla diğer bankaların ATM’leri için de kullanılmış ve hala daha kullanılmaktadır.
Jeep: Amerika menşeili Chrysler’in bir markası olan Jeep, aynı kategorideki diğer ürünler için de kullanılmaktadır. SUV araç olan Jeep, Lexus, Range Rover, Hummer, Toyota gibi SUV modellerin de Jeep olarak isimlendilmesine neden olmuştur.
Lacoste: Giyim markası olan Lacoste zaman içerisinde benzer yapıdaki kumaş ve giyim modellerinde temel isim olarak kabul edilmiştir. lacoste yaka t-shirt, Lacoste kumaş gibi kullanımları hala daha geçerlidir.
MobyletteMobilet olarak telaffuz edilir. Aslen Fransız markası olan Mobylette, zaman içerisinde zaman içerisinde Peugeot gibi markalara ait benzer ürünlerin de ortak adı haline gelmiştir.
Nescafe: Günümüzde Jacops, Tchibo gibi rakiplerine de Neskafe olarak ad bırakmış efsanevi bir kahve markasıdır.
Teflon: Avrupa menşeili Dupont şirketi tarafından marka haline gelmiş Teflon benze modellerin ortak adıdır. Teflon tava olarak nam salmıştır.
Thermos: Tüm dünyada ve ülkemizde benzer markalar için kullanılmıştır. Termos olarak telaffuz edilen marka içine koyduğunuz sıcak ya da soğuk sıvıları uzun süre saklamamızı sağlar. Aslında patentli bir markadır.
Jacuzzi: Jakuzi olarak telaffuz edilir. Hidromasaj özelliği olan küvetlerin tamamına nedense hep Jakuzi deriz.
Aygaz: Mutfak tüplerinin ortak adıdır. İpragaz, Milangaz, likitgaz gibi rakiplerini de Aygaz olarak isimlendirir ve kullanırız.

9 Ağustos 2016 Salı

Yorum Pazarlama Nedir?

Dijital pazarlama günümüzün vazgeçilmez platformlarından birisiyken, bu pazarlama türü içerisinde emsalsiz yer tutan blog pazarlama, başta işletmeler, markalar ve pazarlama yöneticileri tarafından sıklıkla tercih edilmektedir. Blog pazarlama ile ilgili daha önce hazırladığımız yazımızda bu pazarlama metodunu A’dan Z’ye incelemiş ve nasıl kullanıldığı ile ilgili detaylı bilgi vermiştik. Gel gelelim yapılan araştırmalarda, tüketicinin dikkatini çekme, onları satışa yönlendirme, marka imajı yaratma ve en önemlisi marka itibarını kuvvetlendirmede blog pazarlama türünün eşsiz başarısını kanıtlar nitelikte. Bugün sizler için hazırladığım yazıda, blog pazarlama ile ilişkili olan  stratejilerinden bahsetmek ve markaların yorum pazarlama stratejilerini nasıl kullandıklarını aktarmak istiyorum.
Web 2.0 teknolojileri ile birlikte çift yönlü bir hal alan ziyaretçi – site ilişkileri, pazarlamanında bu mecraya dahil olmasıyla marka (işletme) – tüketici ilişkilerine doğru evrim geçirmiştir. Sürecin bu denli değişmesi, doğal olarak markaların ve işletmelerin internet üzerinden pazarlama faaliyetlerini yürütmek istemesiyle sonuçlanmış ve dijital pazarlama stratejileri bu aşamadan sonra, internet üzerindeki farklı mecralar üzerinden sürdürülmeye başlanmıştır. İlk olarak kurumsal web siteleriyle pazarlama faaliyetlerine girişen markalar, zamanla ziyaretçi kitlesinin daha fazla olduğu sitelere doğru yönelmek suretiyle; görsel yada yazılı içerikler aracılığıyla daha büyük grupları etkileme girişimine başladı. Sonuç olarak, kurumsal siteler, bloglar, sosyal ağlar, forumlar, wiki siteleri, medya paylaşım siteleri, sunumlar, podcastlar derken çevrimiçi oyunlarda bile içerik pazarlama örneklerini görür olduk. Günümüzde içerik pazarlamasını internet üzerindeki hemen hemen her platformda kullanan küçüklü büyüklü marka ve işletmeden söz edebilmemiz mümkün.
Ziyaretçi kimlikleriyle, dikkatlerini çeken başlıklara ilgi gösteren internet kullanıcıları, içeriklerin durumlarına göre kişisel eleştirileri doğrultusunda ilgili içeriğe farklı yorumlar yapabilmektedir. Web 2.0 ile birlikte başlayan karşılıklı iletişim, tüketici – marka arasında doğrudan bağ kurulmasıyla sonuçlanarak tüketiciyi dijital pazarlama sürecinde daha fazla söz sahibi yapmakta ve bu süreçte tercih edilen stratejilerin tüketici odaklı şekillendirilmesiyle sonuçlanmaktadır. Zaten içerik pazarlamanın odağında da tüketici yok mudur? Hal böyle olunca içerik üretenler, şayet sürece dahil ettikleri ürün ya da hizmetlerinden memnun kalan bir müşteri kitlesi yaratabiliyorsa, o zaman başarılı içeriklerine pozitif müşteri yorumları alabilmektedir.Ağızdan ağıza (WOM) pazarlama yoluyla paylaşılan içerikler ve bu içeriklerle ilintili yorumlar, internet üzerindeki sosyal medya kanalları üzerinden dağılmakta, dolayısıyla yorumların giderek artmasına ve daha geniş tüketici kitlelerine ulaşmasını sağlamaktadır.
Tüketici kimlikleriyle internet ziyaretçilerini, potansiyel müşterilere çevirmek, onları hareketlendirmek ve ürün yada hizmeti satın almalarını sağlamak amacıyla oluşturulan içeriklerin, yapılan araştırmalara göre yorumlarında etkisiyle etki oranları değişiklik göstermektedir. Gününüzde içerik pazarlamasının sıklıkla tercih edilmesi, bu içeriklerdeki inandırıcılık yönünün ön plana çıkma kaygısı güdülmesine neden olmuştur. Bu durumun en büyük haklılık payını şu örnekle açıklayabiliriz.
İlk defa gittiğiniz bir toplantıda, birisi sizi diğer katılımcılara pozitif yorumlar ilave ederek tanıtıyor. Sizi gıyaben tanıyan fakat hakkınızda detaylı bilgisi olmayan katılımcılar, kendi içlerinden birisinin olumlu yorumlarından etkilenerek sizin imajınızı olumlu bir biçimde zihninde canlandırabilir. Bu durum sizin o ortamda daha az çaba harcayarak daha büyük etki yaratmanızı sağlayacaktır.
Markalar içinde durum bu örnekten farksızdır. Ne kadar çok destekçiniz olursa, içeriğiniz ve pazarlama faaliyetiniz o denli başarılı olur. Yorum pazarlama stratejilerini başarıyla kullanan markalardan söz edebiliriz. Bu markalar, içeriğe konu olan ürün ya da hizmeti kullanan ve olumlu olarak geri dönüş yapan müşteri grubunun yorumlarını bloglarında, kurumsal sitelerinde yayınlayarak, pozitif bir işletme ve marka imajı oluşturabilmektedir. Farkettiyseniz çoğu alışveriş sitesinde, ürünler için ayrılmış değerlendirme ve yorum bölümlerinin olduğunu hatırlayacaksınız. Kendinizi o ürünü araştıran bir tüketici yerine koyduğunuzda, ürüne ait pozitif yorum ve değerlendirmeleri ne kadar fazlaysa, satın alma isteğiniz de o kadar fazlalaşacaktır. Daha doğrusu referans gruplarının görüş ve düşünceleri sizin, satın alma kararı vermenizde etkili olacaktır.
Kaynak: http://ergezer.net/yorum-pazarlama-comment-marketing-nedir.html

2 Ağustos 2016 Salı

Konum Tabanlı Pazarlama Nedir?

Bulunduğumuz çağda geleneksel pazarlama ile post modern pazarlamanın sentezi haline gelen dijital platformlar, başta bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle ve kullanıcı kitlesinin gün geçtikçe artmasıyla markalar ve işletmelerin dikkatini çekmektedir. İnternet, mobil aygıtlar ve yazılım teknolojilerinin işbirliğiyle dijital pazarlama bugün hedef kitleyi belirleme, tüketiciye ulaşma, ürün ya da hizmet hakkında bilgi verebilme bağlamında en ideal pazarlama biçimlerinden birisi haline gelmiştir. Günlük hayatımızın teknoloji ağırlıklı olması zamanla mobilitenin ağır basmasına, internet ve sosyal medya olgularının bağımlılık yaratacak düzeyde yaşamımızı yönlendirmesine şahit olmaktayız. İşletmeler açısından tüketiciye ulaşmada, ürün ya da hizmeti tanıtmada ve tüketiciden müşteri yaratmada en önemli unsur haline gelen pazarlama, dijital kanallar ve yeni teknolojilerle birlikte eskisinden çok daha güçlü ve etkili bir hal almıştır.
2000’li yılların başında hızla artan mobil telefon pazarı, giderek muazzam bir tüketici kitlesi yaratmış ve bu bağlamda pazarlamacılar gözlerine kestirdikleri hedef kitleyi mobil pazar üzerinden nasıl ikna edeceklerinin yanıtını aramaya başlamışlar. Derken; SMS teknolojileriyle birlikte mobil kitleye ulaşılabileceği ve bu tüketici kitlesine SMS’ler aracılığıyla pazarlama yapılabileceği gerçeği ortaya çıkmıştır. Geniş anlamda mobil pazarlamanın temelleride bu dönemde atılmıştır. Hatta mobil pazarlama o dönemlerde moda haline gelmiş, global olsun yerel olsun hemen hemen tüm işletmeler tüketicilerine ulaşmak için SMS teknolojisinden yararlanmaya başlamıştır. İlk zamanlar tüketiciler tarafından pozitif kabul edilen SMS pazarlaması, ilerleyen dönemlerde illeti haline gelmiş ve mobil pazarlamanın SMS kanadı büyük ölçüde evrim geçirmek mecburiyetinde bırakılmıştır.
İlerleyen dönemlerde internet teknolojileri ve iletişim tekniklerinin gelişmesi mobil pazarlamanın şaha kalktığı dönemler olmuştur. İnternetin mobil platformlara girmesi, mobil uygulamaların hız kazanması,navigasyon ve GPS teknolojilerinin ucuz ve çoğu zaman ücretsiz olarak temin edilebilmesi de zaten bu dönemlere rastlamaktadır. Pazarlama açısından son dönemlerde önem kazanan olgu ise “doğru kişiye doğru ürün ya da hizmet” pazarlanması noktasıdır. Yani elinizde geçirdiğiniz tüm argümanlar herkes için aynı etkiyi yaratmayabilir. Özellikle lokal anlamda bir işletmeyseniz, global anlamda pazarlama metodlarına kolları sıvamak ne kadar etkili olacaktır? Bu durum Taksim Meydanı’ndaki bir çiğ köftecinin Kayseri’de reklam broşürü dağıtması kadar abestir. Zaten konum tabanlı pazarlamanın en büyük avantajıda burada karşımıza çıkmaktadır. Küçük işletmelerin küçük olan potansiyel müşteri gruplarını tespit etmede veya ürün ya da hizmetine belirli bir müşteri grubu oluşturmada konum tabanlı pazarlama modelinin büyük etkisi olduğunu söyleyebilmemiz mümkün olabilmektedir.
Konum tabanlı pazarlama metodu gerilla mıdır? sorusuna verilecek en güzel yanıt “sizde bir duygu uyandırıyorsa gerilladır” şekinde olacaktır. Bazı araştırmacılara göre gerilla olarak kabul edilen konum tabanlı pazarlama modeli, bazılarına göreyse doğrudan pazarlama aracıdır. Bana kalırsa ikisinin de bir karışımı demek daha doğru olur.
Şimdilerde pazarlamacılar konum tabanlı pazarlamayı SMS ile entegre etmekten daha ziyade mobil uygulamalarla birlikte daha verimli kullanabildiklerinin farkına varmıştır. Geolocation tabanlı sosyal ağların (Foursquare, Gezenzi) global sosyal ağlara göre lokal anlamda tüketici kitlesi oluşturmada daha etkili olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Zaten yurt dışında yapılan araştırmalara göre de Mobil pazarlamada en etkili yöntemlerin konum tabanlı sosyal ağ siteleri üzerinden yapılan konum tabanlı pazarlama olduğu sonucuna varılmaktadır.
Kaynak: http://ergezer.net/konum-tabanli-pazarlama.html

26 Temmuz 2016 Salı

İçerik Pazarlaması Nedir?


Content marketing diğer adı ile içerik pazarlaması ile ilgili detaylara geçmeden önce, bundan yaklaşık 40 yıl önce söylediği ve konuyu özetleyen bir sözle başlamak istiyorum. Pazarlama ve reklamın önemli isimlerinden birisi olan Howard Gossage’nin belirttiği gibi “People don’t read ads. They read what interests them, and sometimes it is an ads” (“İnsanlar reklamları okumazlar. İnsanlar, ilgilerini çeken şeyleri okur ve bu bazen bir reklam olur”).İçerik pazarlaması () bu cümleden ilham alarak günümüz modern halini almaya başladı. Eskiden basılı ve görsel reklam araçlarının ayrılmaz bir parçası olan içerik pazarlaması stratejileri, televizyon izleme oranlarının düşmesi, gazete ve dergi okuyuculuğunun azalmasının ardından rotasını internet üzerine çevirmeye başladı. “Başladı” kelimesi bence artık oldukça geç, internet üzerindeki bu süreç zaten 10-15 yıl önce başlamıştı, bugünlerde bu durum yalnızca hız kazanmaya başladı. İçerik kelimesi ise eskiden gazete ve dergilerdeki yazıların bir bölümü ya da tamamı tamamı, görsel ve işitsel yayınların bir bölümü ya da tamamıyken; günümüzde görsel, basılı ve internet üzerindeki (günlük yaşamımızdaki): web siteleri, bloglar, sosyal ağlar, video ve fotoğraf paylaşımları, podcast paylaşımları, RSS’ler, elektronik kitaplar, elektronik dergiler, röportajlar, galeriler, bültenler, kısacası günlük hayatımızda karşımıza çıkan tek yönlü ya da çift yönlü tüm veriler içerik adı altında sıralanmaktadır.
  • İçerik pazarlamasının yapılacağı aktörler tespit edilmelidir. Hangi tüketici kitlesini hedefliyorsunuz? Bu kitleyi hangi mecralar üzerinden etkilemeyi planlamaktasınız. İlk olarak içeriği hangi mecralar üzerinden tüketiciye ulaştıracağınızın kararını vermeniz gerekmektedir.
  • İletişim dili, sade, anlaşılabilir, profesyonelce hazırlanmalıdır. Yazıya başlarken, insanların reklamları okumadıklarını söylemiştim. Bu nedenle hazırlayacağınız içerik kitle tarafından kabul edilebilir ve ilgi çekici olmak zorundadır.
  • Kullanacağınız içerik tipi belirlenmelidir. Görsel, yazılı, işitsel içerik çeşitlerinden bir veya birden fazlasını belirlemeniz gerekmektedir.
  • Dikkat çekici içeriği üretebilecek kişiler temin edilmelidir. Son dönemlerde meslek haline gelen içerik yazarlığı; tıpkı reklam yazarlığı gibi profesyonellik isteyen bir iştir. Yenilikçi fikirlere sahip, reklamlardan farklı etkileyici içerikler hazırlayarak tüketicilerle duygusal bağ kurabilen yazarlar pazarlama faaliyetinizin başarıya ulaşmasını etkileyecektir.
  • Marka ya da işletme adına tüketicilerke kimlerin iletişime geçeceği belirlenmelidir. İçerik pazarlaması tek taraflı değil, çift taraflı bir etkileşimdir. Bu nedenle içerikten sorumlu, marka ve ürün hakkında detaylı bilgiye sahip uzmanlar tüketicilerin kafalarındaki soru işaretlerini gidermelidir.
  • İçerik hazırlanmalı ve dijital ortamlarda yayınlanmalıdır.
  • Arama motorlarından, bloglardan, sosyal ağlar ve forumlar üzerinden içeriğinize mümkün olduğunca ziyaretçi çekilmeli ve içeriğinizin paylaşılması sağlanmalıdır. İçerik paylaşımı doğal yöntemlerle yapılmak zorundadır, bu nedenle tercih edeceğiniz aktörler kaliteli ve bol miktarda ziyaret edilen mecralar olmak zorundadır. Aynı zamanda bu durum SEO ve SEM pazarlamayla da alakalıdır (bu pazarlama modelleriyle ilgili yazılarımı ilerleyen günlerde yayınlayacağım). Kısaca özetlemek gerekirse arama motoru görünürlüğü, içerik anahtar kelimeleri optimize edilmelidir.
  • İçeriğin başarısı ölçülmelidir. Metrik açıdan analiz edilmelidir.


Günümüzde “içerik” dendiğinde aklımıza ilk gelen şey internet, hızla artan kullanıcı sayısı ve Web 2.0 teknolojilerinin kullanıldığı web sitelerindeki hızlı artışla, kullanıcılara özgür bir ortam sunmakta, onları alıcı pozisyonundan ayırarak hem alıcı hem de verici pozisyonuna yönlendirip iletişim teknolojilerinin yeni mecrası olma özelliğiyle dikkat çekmektedir. Eskiden; tirajı yüksek dergiler, gazeteler ya da reyting oranı yüksek televizyon ve radyo kanalları içerik pazarlamasının ilkel mecralarını oluşturmaktaydı. Örneğin bünyesinde onlarca içerik barındıran aylık dergi üzerinde dikkatini çeken içerikleri okuyan, fotoğraflara bakan bir okur kitlesinden söz edilebilirdi. Aynı şekilde televizyon ve radyo kanallarında ilgimizi çekmeyen içerikler yayınlandığında kanalları değiştirebilmekte, ilgili içeriğe karşı duyarsız kalabiliyorduk. İnternetin yaygınlaşması, televizyon, gazete ve dergi gibi klasik medya araçlarının takibini en aza indirirken aynı zamanda milyonlarca içerik alıcısını da farklı mecralara doğru sürüklemiştir. Bu durumda markalar ve geleneksel medya araçları ne yapmıştır? Yanıt gayet basit; “içeriğin yeni evi” olarak kabul edilen internete doğru büyük bir akın başlamıştır. Kısacası kaçan takipçi kitlesi internet mecraları üzerinde yakalanmaya çalışılmıştır.
İçerik ile pazarlama arasındaki ilişki de milyarlarca kullanıcısı olan internet üzerinde yeni ve ölçümlenebilir bir düzeyde karşımıza çıkmaktadır. Markaların tüketicilerin dikkatini çekmek için kullandığı geleneksel medya araçlarında başarının ölçülebilmesi imkansızdı, aynı zamanda bu araçların modası da geçmiş ve takipçi kitleleri internete üzerindeki farklı mecralara dağılmaya başlamışlardı. İşte bu noktada işletmeler ve markalar, tüketici kitlesini internet üzerindeki mecralarda sıkıştırma gerekliliğini hissederek, geleneksel medya araçlarında kullandıkları içerikleri azaltıp maliyeti internet üzerindeki mecralara kaydırmak suretiyle pazarlamanın yeni savaş alanını belirlemişlerdir. Pazarlamanın temelinde tüketiciyi etkileme, onlardan müşteri yaratma mantığı vardır; bu nedenle tüketicinin hoşlanacağı başarılı içerikler “pazarlamanın yeni savaş alanı” olan internette kol gezmeye başlamıştır.
Özellikle dijital çağ ile birlikte geleneksel medya içerikleri ve dijital içerikler birbirine girmiş, farklı uygulamalarla birbirine uyarlanabilir hale dönüşmüştür. Pazarlamacılar bu durumu kendi lehlerine çevirebilmek amacıyla artık talebin düştüğü geleneksel medya araçlarından daha ziyade, içeriklerini dijital platformlara taşımaya başlamışlardır. İçerik Pazarlaması olarak bahsettiğimiz olgu aslına bakıldığında yalnızca internet üzerindeki dökümental pazarlama biçimi olmaktan daha çok, hem geleneksel medya yemde yeni dönem medya araçları yardımıyla yapılabilmektedir ki zaten son yıllarda bunun en yayın örneklerini görebilmekteyiz. Sonuç olarak içerik pazarlaması kavramını şu şekilde tanımlayabiliriz: İşletmelerin, pazarlama yöneticilerinin, markaların dijital kanallar üzerinden ya da geleneksel medya aracılığıyla ziyaretçi (takipçi) kitlesi üzerinde marka, işletme, ürün ya da hizmete ilişkin kitleyi bilgilendirici, fonksiyonel hale getirici, merak uyandırıcı, marka – ürün ile bağ kurmalarına yardımcı, ilerleyen basamakta da onların tüketici kimlikleriyle faydalandıkları içerikten yola çıkarak satın alma davranışı sergilemelerini sağlayan ve hatta satın alma işlemi sonrasında marka sadakati ile bağlanabilmeleri amacıyla oluşturulmuş göresel, yazılı ve işitsel içerik tipleridir.
İçerik Pazarlamasının Aktörleri Nelerdir?
İster geleneksel medya isterseniz de dijital medya mecraları üzerinde aklınıza gelebilecek tüm araçlar olabilmektedir. Fakat ulaşılabilir kitle ve tüketiciler açısından değerlendirildiğinde  genellikle dijital mecralara doğru yığılmaya başlamıştır. Bugün sınırlı erişime sahip geleneksel medya araçları ve bunun yanında 24 saat karşılıklı iletişime imkan veren internet üzerindeki farklı mecralar içerik pazarlamasının da aktörlerini bünyesinde barındırmaktadır. Televizyon kanalları, radyo kanaları, sokaklardaki billboardlar, gazete ve dergi içerikleri geleneksel medyanın içerik pazarlama aktörlerini meydana getirirken; blog siteleri, sosyal ağlar, mikro bloglar, görsel ve işitsel medya paylaşım platformları, forumlar, sohbet uygulamaları, içerik etkiketleme (imleme) siteleri ve sürekli yanımızda taşıdığımız mobil uygulamalar dijital platformda içerik pazarlamasının en temel aktörlerini meydana getirmektedir. Aktör sayısı, bu aktörleri kullanma oranları ve tüketicilerin etkilenme düzeyleri göz önünde bulundurulduğunda internet üzerindeki hemen hemen herşey içerik pazarlamasının popüler kullanım alanlarını oluşturmaktadır.
İçerik Pazarlamasının Amacı Nedir?
İçeriğin temelini insan oluşturur. Bu bağlamda içerik pazarlamasının en temel amacı insanı etkilemektir. İçeriğin farkında olana dek insan sıradan bir tüketici konumundayken, içeriğe maruz kalmasının ardından potansiyel tüketici, içerikten etkilenip ürün ya da hizmeti tercih etmesiyle birlikte ise müşteri konumuna gelmektedir. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığının farkındasınızdır, tüketiciler eskisinden daha fazla seçici, alternatifleri değerlendirici, ilgi bekleyen bir kitle haline geldi. Tüketiciyi nasıl cezbedeğiniz konusu bugün bütün markaların üzerinde durduğu en önemli sorunlardan bir tanesi. Bugün tüketici kitlesi ile duygusal bir bağ kurabilen, onları etkileyebilen ve satın almaya sevk ettikten sonra bile onların sadakatini korumayı başaran markalar başarılı olabilmektedir. İçerik pazarlaması burada devreye girmektedir, kurguladığınız içerikle müşteriye değer veren, marka ile tüketici arasında sıcak ve kopması zor bir bağ kurmaya yarayan bu pazarlama modeli tüketiciler için pozitif değer yaratabiliyorsa amacınıza ulaşmışsınız anlamına gelir. Unutmamanız gereken en önemli şey: içerik pazarlaması, doğrudan pazarlama çeşidi değildir. O ilk basamakta tüketiciyi satın almaya yönlendirmez, onun en temel görevi oluşturduğu içerikle tüketicinin (kullanıcının) dikkatini çekmek, onu eğlendirmek, onun için bir değer yaratarak, ihtiyaçlarını ortaya çıkarmaktır. Bu nedenle direkt satış, pazarlama ve reklam faaliyetlerinden kesin bir çizgi ile ayrılmaktadır.
İçerik Pazarlaması Nasıl Yapılır?
İçerik stratejisi uzun vadeli birkaç aşamadan geçerek son şeklini alır. Markalar açısından tüketiciyi etkileyebilecek en doğal içeriği seçmek önemlidir. Tüketicilerin hepsinin birbirinden farklı beklentileri mevcuttur, buna rağmen markaların içerik pazarlaması stratejileri aşağıdaki aşamalardan geçerek son şeklini almaktadır.
Sonuç olarak “içerik kraldır” ve kral olmayada devam edecektir. İçerik pazarlaması da global markalardan, yerel markalara kadar son dönemlerde fazlasıyla tercih edilmektedir. Çünkü başarılı bir pazarlama tekniğidir.

Etiketler

2015 2016 4 saniye 7 unsur 7p affetmek Agresif stratejiler Ağızdan ağıza pazarlama Algı Algı yönetmek Alışveriş Alışveriş Merkezleri America Amerika Amerika nasıl Amerika oldu? Anadolu Efes analiz Anı yaşamak Apple Araştırma hedefi Araştırma Problemi araştırmak Araştırmanın künyesi Araştırmanın özeti Avusturalya Ayakkabı B2b Bağımlılık Bağlılık Bait bakmak Başak Değerli Başarı başarılı olmak Başarmak Berke Civan Berliner Bilgi bombardımanı Blog blogger BP Bu Tarz Benim Business Bütçe Bütünleşik pazarlama Bütünleşik Pazarlama İletişimi büyük etkiler bırakmak Cam ambalajlar Cam şişe Cem Çınlar CEO cesaret Ciddiyet ve disiplin Coca Cola content content marketing CRM CV çalışma hayatı Çevre Çevre kirliliği Çiçek çerçevesi Çocuk çözüm Çözüm üretmek Dağıtım Yar Doç Dr Selda ENE Daha güzel bir dünya Değer değişim deney Deneyim denge dengeli olmak Depresyon depresyonla başa çıkma Dersler digital dijital Dijital kampanya Dijital pazarlama Dijital pazarlamanın 5 temel taşı diş sağlığı duygu duygusal liderler Dünya Dünyanın en büyük markaları dürtü düşünür düzen Eleştiri Eminönü Empati Erdem Erdemli olmak Esir Eş zamanlı arama motoru Facebook fark fark yaratmak farklı olmak Farklılaşma Fayda Ferrari filickr Fiyat Formüller geçim Geneleneksel iletişim araçları Georgii Frantsevich Gouse Gerilla pazarlama Girişimci Giyim Google görmek Gurmania güçlü olmak Güven Güvenilirlik güzen Halil Erdoğmuş Hayal Hayatı kolaylaştırmak haz Hedef belirlemek Hitmet üreten hizmet Hoşgörü huzur IK Instagram içerik İçerik İçerik Moderatörü içerik pazarlaması ikna iknanın psikolojisi iletişim İletişim İletişim kirliliği ilham İlham İlişkiler imaj inanç indirim indirim yapmak indirimsiz markalar inovasyon İnovatif insan internet ipana İsim İsim hatırlayamama İsmi neydi? İstek istemek iş hayatı İşaret itibar iyilik izlenim jest kampanya kar etmek Karar karar almak Kares AVM karmaşa Kendimizi ifade etmek Kendini beğenmişlik Kevin Hogan kişilik Kitle KONUM KONUM TABANLI PAZARLAMA Konumlandırma Kuramsal Çerçeve Kurumsal yönetici küçük harf Kültür Lacoste Lc Waikiki leader lider LinkedIn Liste Listelemek Makale eleştirisi Maliyet Marka marka bilinirliliği marka değeri marka imajı marka inşası marka kişiliği Marka kültürü Marka Nedir? marka sadakati marka yaratmak Marka yönetimi Markalar markalarda bog kullanımı Marlboro Marmara Üniversitesi maske Medyada yer almanın artan maliyeti Medyanın çeşitlenmesi merak merak etmek Microsoft mimik Motive edici pazarlama msel pazarlama Mutlu olmak mutlu olmanın koşulları Mutlu olmanın yolları muzaffer şerif mücadele Müşteri müşteri ilişkileri Müşteri İlişkileri Müşteri İlişkileri Yönetimi müşteri memnuniyeti müşteri sadakati müşteri şikayetleri müşteriler Nasıl başarılı olunur Nestle Nike olumlu düşünmek Onedio Onel AVM Operasyonel pazarlama Ödev Ödevler ön yargı Önem ÖNERİM Özellikler Para para kazanmak Parekendeci Pazar Pazara uyum Pazarlama Pazarlama Araştırmaları Pazarlama Karması Pazarlama Kirliliği Pazarlama noktaları Pazarlama okuyanlar Pazarlama uzmanı Pazarlamanın P'leri people physical evidance Pinterest Place Plain pack Plastik atıklar PR Prestij Price Proaktif process Product Prof Dr Ahmet Ercan GEGEZ Prof Dr Fatma Müge ARSLAN Prof Dr Mert UYDACI Promotion psikoloji Radyo Rakip Red Bull rekabet Reklam Reklam ajansı Reklam Müziği Reklam önerisi Risk robert bosch Rus Rus kültürü Rusya Rusya pazarı sadakat sadık müşteri sağlık Samsung saniye Satış Satış temsilcisi Saygı Selfie Sembol Sevgi Sınavlar Sigara Simge Simple simülasyon Sistem sorulama sosyal sosyal girişimci Sosyal Medya Sosyal Medya Esiri Sosyal medya kampanyası taslakları Sosyal paylaşım Spor Starbucks Stiletto Strateji Stratejik pazarlama şans şansa inanmak şikayet şikayet yönetimi Şişe Şişeler takit etmek taklitçilik Tarihçe Tarz Tasarım Tatlı tatmin Televizyon Televizyon Reklamları Terim Tick Tock Boom Toptancı TREND tumblr Tutundurma tutundurma karması Tüketici Twitter uslup Ücret Üniversite Ünlü olmak Ürün Ürün çeşitliliği Ürün kalitesi Ürün yönetimi üyeler Vazgeçmek Vestel WOM Word of mouth Y nesli yaşam Yeni medya Yeni ürün geliştirme yeni yıl Yerli malı yorum yorum pazarlama yorumlar yönetici yönetmek Zafer Tanrıçası Zaman Zenginlik Ziyaret Ziyaretçiler